Cezanın çocuk psikolojisindeki yeri ve olması gereken biçimi, ebeveynlerce en doğru şekilde anlaşılmalıdır. Çünkü, çocuklarına güzel bir şekilde eğitim vermek, onları hayata iyi bir şekilde hazırlamak bütün anne babaların temel hedeflerindedir.

Ceza terimi, olumsuz bir itici uyaricinin, bir davranimin yapilmasindan sonra ona bagli olarak uygulanmasi olayina verilen teknik bir isimdir.

Ceza, istenmedik davranimlari bastirma tekniklerinden biridir.Davranis dagarcigina bir sey katmaz, fakat davranis dagarcigindaki bir davranisin bastirilmasini saglayabilir.

Bu anlamiyla ceza, yeni bir davranis ogrenmeyi degil, ,istenmedik bir davranisi yapmamayi ögretir.

Ceza iki sekilde uygulanir..
• Davranis itici bir uyarici ile sonuclandirilir..(.mesela bir tokat gibi)

Bu ceza, diğer yöntemler işe yaramadığında en son çare olarak kullanılabilir. Bu yöntem, çocuk diğer çocukları ısırdığında, vurduğunda ya da buna benzer durumlarda kullanılabilir. Çocuk önce bir kez ikaz edilir, eğer aynı davranışı sürdürürse, ona önceden belirlenmiş bir odaya ya da odanın bir köşesine gitmesi, orada bir süre, genellikle de bir sandalyede sessiz bir biçimde beklemesi söylenir. Eğer oraya gitmemekte direnirse, kucaklanarak oraya götürülür ve bir süre orada kalması sağlanır. Bu cezanın neden verildiği birkaç cümle ile ona anlatılmalıdır. Çocuğun bekletildiği oda ya da yer çocuk açısından herhangi bir tehlike içermemelidir.
Çocuğun orada bekleme süresi kabaca her yaş için 1 dakika olarak belirlenir (Örneğin, 4 yaşında bir çocuk için 4 dakika gibi). Eğer ceza süresi çok uzun tutulursa, çocuk neden oraya konulduğunu bir süre sonra unutacaktır.

Ceza süresi için saat kurulur, saat çaldığında çocuğa cezasının bittiği söylenir. Çocuk bu süreyi uslu bir biçimde tamamlarsa, sevecen bir biçimde kucaklanır ve “Tatlım, cezalı olduğun için orada kalmak zorundaydın” gibi sözler söylenir ve olay orada kapanır. Bu durumu çocuk ile tartışmak gerekirse en az birkaç dakika geçmesi beklenmelidir. Eğer ceza süresi içinde çocuk gene bağırır çağırır ve olayı protesto ederse, saat yeniden kurulur ve süre baştan başlatılır. Bu yöntemle, genellikle 2 hafta içinde çocuk uyum sağlamayı öğrenecektir.

• Davranis ödülün ortamdan kaldirilmasi ile sonuclanir..(..sokaga cikma yasagi gibi..)

Mantıklı bir sonuç çıkarmak her zaman mümkün olmayabilir. Çocuk ebeveyni dinlememekte ısrar ediyorsa, çocuğa çok istediği başka bir şeyin kısıtlanacağı söylenebilir. Ancak bu yöntem uygulanırken bazı noktalara dikkat edilmelidir: Beslenme gibi çocuğun gerçekten gereksinimi olan şeyler ısıtlanmamalıdır. Bu yöntemin etkili olabilmesi için kısıtlanacak şey çocuğun gerçekten çok istediği bir şey olmalıdır.
Ebeveyn söylediği şeyi gerçekten yapmalıdır. Örneğin, davranışını düzeltmediği sürece çocuğa dondurma yiyemeyeceği söylenmiş, fakat herhangi olumlu bir gelişme olmadığı halde, anne ya da baba onun gönlünü almak için biraz sonra dondurma almışsa, bu yöntem doğaldır ki işlemeyecektir.

Ancak ceza ile davranislari kontrol etmenin önemli sakincalari vardir..Söyle ki;
• Ceza cogu kez itici uyaricinin (dayak, hakaret, yasaklama gibi) kullanlmasini gerekli kilabilir.?tici uyaricilarin kullanilmasi da birey de saldirganlik, korku, kin, nefret gibi duygularin olusumuna zemin hazirlar.Ayrica cezanin etkili olabilmesi icin itici uyaricinin siddeti gun gectikce artirilir..
Ornegin..sikca yapilan hatalardan biri sudur: cocugun belirli bir davranisini kontrol etmek isteyen anne veya baba, dövme , bagirma gibi siddet dolu itici uyaricilar kullanirsa,bunlar baslangicta etkili olmus olsa bile zamanla cocugun bu uyaricilara alistigi gorulur..Ve ebveynler dozu artirmak gibi kisir bir dongu icine girer..
• Cezalandirilan davranislar, bireye belirli sonuclar saglayan ogrenilmis davranislardir.
• Ceza ile bir davranis bastirilmaya calisilirken, bir baska istenmedik davranis ortaya cikabilir.
Örnegin.. cok sevdigimiz vazoyu kiran cocugumuzu cezalandiriyorsak, bu davranisimizla cocugumuza yalan soyleme davranisi kazandirabiliriz.Cocuk cezadan kacmak icin yalan soyleyecektir.
• Ceza etkili oldugunda, ceza veren kisinin davranislarini ödülleyici bir nitelik kazanabilir.Bunun dogal sonucunda, ceza veren kisi, dikkatini , istendik davranislarin kazandirilmasina yogunlastiracagi yerde, zamanla, yalnizca istenmedik davranislarin bastirilmasina yogunlastirabilir.
Örnegin…bir ögretmen cazanin olumsuz yönüne yakalanabilir ve zamaninin büyük bir bölümünü ögrencilere istendik davranislari kazandirmak yerine ceza vermek ve uygulamakla gecirebilir..

BU NEDENLE CEZA, ELDEKI TÜM OLANAKLAR DENENDIKTEN SONRA ÖNCELIKLE ISTENMEDIK DAVRANISLARIN BASTIRILMASININ KACINILMAZ OLDUGU DURUMLARDA KULLANILABILECEK BIR SISTEM OLARAK DÜSÜNÜLMELIDIR.

Terbiye etmek denilince pek çok kişinin aklına hemen cezalandırma gelir. “Dayak cennetten çıkmadır” ya da ” Kızını dövmeyen dizini döver” gibi atasözleri, ülkemizde cezalandırmanın çocuk eğitiminin bir parçası olarak asırlarca kullanıldığının bir kanıtı olarak dilimizde yer etmiştir. Terbiye etmek ve cezalandırmak birbirinden çok farklı kavramlardır. Terbiye, çocuğa olumlu davranışların, kendini nasıl kontrol etmesi gerektiğinin öğretildiği ve içinde ödüllendirmenin de yer aldığı bir sistemdir. Cezalandırma ise daha negatif bir anlam taşır; çocuğun yaptığı ya da yapmadığı bir davranışın arkasından gelen bir sonuçtur. “Terbiye etmek” bizim geleneklerimizde genellikle cezayı çağrıştırdığından, “eğitmek” kavramının kullanılması daha yerinde olacaktır. Çocuk yalnızca yanlış yaptığı zamanlarda değil, diğer zamanlarda da davranışları konusunda eğitilmelidir. Hatalı davrandıkları zaman çocuklara kızma ve azarlama yerine, olumlu davrandıklarında yüreklendirme ve takdir etme, onların yanlış davranışlarını daha kolay değiştirmelerini sağlayacaktır. Çocuklar kendilerine değer verildiğini gördükçe kendilerini daha iyi hissedecek, çevredekileri daha fazla dinlemeye gayret edecektir

Kaynak : http://www.cocukpsikolojisi.net/